29 Nisan 2013 Pazartesi

MEHDİ RESUL KUR'AN'A DAVET EDİYOR

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

MEHDİ RESUL KUR'AN'A DAVET EDİYOR
Peygamber Efendimiz s.a.v. e indirilen Kur'an, dogruyu yanliştan ayiran furkan, hidayet rehberi ve insanliga bir müjdedir.
BAKARA-97: Kul men kâne aduvven li cibrîle fe innehu nezzelehu alâ kalbike bi iznillâhi musaddikan limâ beyne yedeyhi ve huden ve buşrâ lil mu’minîn(mu’minîne). 
De ki: “Kim Cibril’e düşmansa o zaman (bilsin ki) muhakkak ki O, ellerindeki (daha önceki kitapları) tasdik eden (Kur’ân’ı), Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi. (O Kur’ân), mü’minler için bir hidayet (rehberi) ve müjdedir.”
Kur'an'i Kerim'de Allahu Teala hicbir şeyi eksik birakmamiş, her konuya aciklik getirmiş.
EN'ÂM-38: Mâ farratnâ fîl kitâbi min şey’in
Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.
NAHL-89: Ve nezzelnâ aleykel kitâbe tibyânen likulli şey’in ve huden ve rahmeten ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne).

Herşeyi beyan eden (açıklayan), hidayete erdiren ve rahmet olan Kitab’ı, müslümanlara (Allah’a teslim olanlara) müjde olarak indirdik.
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz buyurdular ki: 
"Mukaddes ve Yüce olan Allah'in Kitab'idir. 
O'nda, sizden öncekilerin, sizden sonrakilerin haberi ve kendi aranizdakinin hükmü vardir. O, Allah'in kesin sözüdür. Kim ki, kibrinden dolayi o Kitab'i terkederse, Allah onun belini kirar. Kim de hidayeti O'ndan baskasindan ararsa, Allah, o kimseyi dalâlette birakir.O, Allah'in sapsaglam bir ipi, apaçik bir nuru ve Sirati Mustakîm'e ulastiran hikmet dolu bir haberidir."
 ZUHRÛF-43: Festemsik billezî ûhıye ileyk(ileyke), inneke alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin). Artık sana vahyedilene sarıl. Muhakkak ki sen, Sıratı Mustakîm üzerindesin.
Peygamber Efendimiz s.a.v. in buyurdugu gibi, Kur'an-i Kerim Allah'in bir ipi, apaçik bir nuru ve Sirati Mustakîm'e ulaştiran hikmet dolu haberidir. Allah katindandir, kiyamete kadar muhafaza edilecektir, hic bir harfi degiştirilmemiştir.
HİCR-9: İnnâ nahnu nezzelnez zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki; zikri (Kur'ân-ı Kerim’i) Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.
FUSSİLET-42: Lâ ye’tîhil bâtılu min beyni yedeyhi ve lâ min halfih(halfihî), tenzîlun min hakîmin hamîd(hamîdin).
Bâtıl, onun önünden ve arkasından O’na ulaşamaz. Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) ve Hamîd (Kendisine hamdedilen) (Allah) tarafından indirilmiştir.
Peygamber Efendimiz s.a.v. den yaklaşik 200 sene sonra Kur'an devre dişi birakilarak bir sürü kitaplar yazilmiş. Ve insanlar bu kitaplara davet edilmiş."Siz Kur'an'i anlayamazsiniz, alimlere birakin. Bu konunun uzmanlari kitap yaziyorlar, onlarin yazdigi kitaplari okuyun." Böylece Kur'an-i Kerim bir torbaya konulmuş ve ölen bir kişinin arkasindan okunmasi icin duvarlara asilmiş.
Peygamber Efendimiz s.a.v. in buyurdugu gibi;
Bir zaman gelecek ki Kur'an'i Kerim'in resmi ve islamin ismi kalacak.Insanlar Allah'tan en uzak kisiler olduklari halde islami isimlerle anilacaklar. Onlarin o gün mescitleri disardan mamur, ama icinde hidayetten eser olmayacak. o gün yasayan alimler gök kubbenin altinda insanlarin en serlileridir. Fitne onlardan cikmistir, tekrer onlara dönecektir." (Beyhaki )
" Ahir zamanda Kur'an-i Kerim bir vadide, insanlar başka bir vadide olacaktir. "
En büyük rolü ise iblis üstlenmiş.Kur'an-i Kerim'in aslina dokunamayacagina göre (Hicr 9) yapacagi tek bir şey var, insanlara kitap yazdirmak.İnsanları, özellikle dîn adamlarını buna vasıta olarak kullanarak meal ve tefsirinde değişiklik yaptırmış.Hadislerde gecen hakikatlerin de üstünü örtmeyi başarmiş.
NİSÂ-118: Leanehullâh(leanehullâhu), ve kâle le ettehizenne min ibâdike nasîben mefrûdâ(mefrûdan). 
Allah, ona (şeytana) lânet etti. Ve (şeytan) şöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasib edineceğim." 
NİSÂ-119: Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurennehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurennehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi), ve men yettehıziş şeytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasire husrânen mubînâ(mubînen). 
Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka davarların kulaklarını kesecekler ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, Allah'ın yarattığını değiştirecekler. Ve kim, Allah'tan başka, şeytanı dost edinirse artık o, apaçık bir hüsranla hüsrana uğramıştır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hadîsleri Kur’ân hükümlerinden önde tutulmaya başlanmiş.Mevzu hadisler, elimizde doğruyu yanlıştan ayırt eden, tek furkan olan, Kur’ân’la karşılaştırmadan, alimlerin yazdigi kitaplarda var diye doğru olarak kabul edilmiş.Bu kitaplar Kur'an'in önüne gecirilmiştir.Mevzu hadisler ve bu hadislerle yazılan Kur'an mealleri, dini kitaplar emaniyeye dayalidir.Çünkü hadîsleri alıp da Kur’ân’la karşılaştırdığımız zaman bir çoğunun geçersiz olduğunu
görüyoruz.Peygamber Efendimiz (SAV)  Kendi adına hadîslerin uydurulacağını evvelden bildiği için söyle buyuruyor;
 "Benim hadislerim tartisilacak, tartisildigi vakit siz KUR'AN'A bakin, benim hadislerim Kur'an'i kerime ters düsmez."
"Benden Kur'an disinda hic birsey yazmayin. Kim benden Kur'an disinda bir sey yazmissa imha etsin." Müslim-Zühd bölümü 72, Müsned hanbel-3/12, 21-33,Darimi-Mukaddime.42, ibni Abdil Ber- Cairülbeyanül-ilm,Tirmizi –İlim.11
Peygamber Efendimiz (sav) ne söylemişse, Kur'an'a dayanarak söylemiştir.
NECM-3: Ve mâ yentıku anil hevâ.
Ve o, hevasından (kendiliğinden) konuşmaz.
NECM-4: İn huve illâ vahyun yûhâ. 
(O’nun söyledikleri), sadece O’na vahyolunan vahiydir.
14 asir evvel Kur'an'la hükmetmis ve sadece Kur'an ögretmis.
NİSÂ-105: İnnâ enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı li tahkume beynen nâsi bimâ erâkallâh(erâkallâhu), ve lâ tekun lil hâinîne hasîmâ(hasîmen).
Muhakkak ki insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hükmetmen içinBiz, sana Kitab'ı hak olarak indirdik. Ve ihanet edenlere taraftar olma.
Ve sahabesine "Benden sakin bir mucize istemeyin" buyurmuş. Sahabesi'de Kur'an'in bütününe tabi olarak Kur'an'i terketmemisler.
ÂLİ İMRÂN-119: Hâ entum ulâi tuhıbbûnehum ve lâ yuhıbbûnekum ve tû’minûne bil kitâbi kullih(kullihi), ve izâ lekûkum kâlû âmennâ, ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi), kul mûtû bi gayzikum, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri). 
(Ey mü’minler)! Siz öyle kimselersiniz ki; onlar, sizi sevmedikleri halde siz, onları seversiniz ve siz Kitab’ın bütününe îmân edersiniz. Onlar, sizinle karşılaştıkları zaman: “Îmân ettik.” derler. Ama tenhada, kendi başlarına kaldıkları zaman size olan öfkelerinden (dolayı), parmak uçlarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizle ölün.” Hiç şüphesiz Allah, sinelerde olanı bilir. 

Said-i Nursi Hazretleri Risale-i Nur:
"Elimizde Kur’an gibi bir mucize-i baki varken, baska bir burhan aramak aklima zaid gelir."
Günümüzde insanların büyük çoğunluğu, kendilerine, insanların yazdığı kitaplarla ilim öğretilenlerdir. Asırlardan beri insanlar bu kitaplara bakarak her türlü dîni konuda açıklamalar yapmışlar.Bunlar bugüne kadar ulaşmış.Kimi guruplar bu aciklamalari kabul etmiş, kimileri raddetmiş.Ve dinde büyük bir tartişma bu güne kadar devam etmiş. Böylece iblis vadini yerine getirerek firkalari oluşturmuş.İnsanlari kullanarak, ayrilik tohumlarini, yine insanlarin üzerine serpmeyi başarmiş.İnsanlari huzursuz ve mutsuz bir ortama itmiş.Yüce Rabbimiz'in biz insanlari uyarmasina ragmen;
NÛR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri)....
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder....
Şeytaninda devreye girmesi sonucuyla tamamen Kur'an'a ters düşen bi’datlere dayali bir din tatbikati uygulanmiş.(Bi’dat; insanların dîne, Allah’ın emir ve kanunlarına uygun olmayan bir şeyler katmaları veya dînden Allah’ın farz kıldığı bir şeyleri devre dışı bırakmaları halidir). Böylece Kur’ân-ı Kerim’in bütün temel hükümleri altüst edilmiş.
HİCR-90: Ke mâ enzelnâ alel muktesimîn(muktesimîne). 
Muktesimlere (kısım kısım ayıranlara) indirdiğimiz gibi.
HİCR-91: Ellezîne cealûl kur’âne ıdîn(ıdîne). 
Onlar, Kur’ân-ı Kerim’i parça parça kıldılar.
Peygamber Efendimiz SAV'den bu güne kadar, Kur'an, dünyanin her yerinde kücük bir gurup tarafindan yaşanmaya devam etmiştir.Bu kücük gurup dişindaki herkes firkalara ayrilmiş.Tevhidi oluşturan bir firka (Firka-i Naciye) haric, hepsi (72 firka) iblise tabi olmuş.İblisin bu korkunc tuzagiyla tevhid yerine tefrika oluşmuş, birlik beraberlik bozulmuş.
SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne). 
Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü’minleri oluşturan bir fırka (Allah’a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.
Hadis-i Serif:
“Ümmetim benden sonra yetmisüç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna, diğerleri hep ateştedir.
-‘Onlar kimlerdir ya Resulullah?’
Benim ve ashabımın yolunda olanlardır.”
 (Ebu Davud)
Allahu Teala ise tevhid catisi altinda buluşmamiz icin daima uyaricilar göndermiştir.
KEHF-56: Ve mâ nursilul murselîne illâ mubeşşirîne ve munzirîn(munzirîne), ve yucâdilullezîne keferû bil bâtılı li yudhıdû bihil hakka vettehazû âyâtî ve mâ unzirû huzuvâ(huzuven).
Biz, resûlleri sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Kâfirler (ise) hakkı bâtılla iptal etmek için mücâdele ederler. Âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alay (konusu) ederler.
İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu). 
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.
Birbiri ardindan, kesintisiz gönderilen bu uyaricilar her defasinda inkar edilmiş.
MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne). 
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.
''Benden sonra nebi gelmeyecek, alimler gelecek, halifeler gelecek, onlara tabi olan bana tabi olur, onlara asi olan bana asi olur.''  Sahih buhari 9.cilt 1409.hadis sahih buhari 11.cilt sayfa 181   
Bu inkar Hz.Adem AS.dan günümüze kadar hep var olmuş.Kur'an'dan önceki kitaplarin hepsi hidayet rehberi olmalarina ragmen, şeytan, insanlari kullanarak bu kitaplari tahrif etmeyi başarmiş.Fakat hidayet ayetlerini yok edememiş.
BAKARA-59: Fe beddelellezîne zalemû kavlen gayrellezî kîle lehum fe enzelnâ alellezîne zalemû riczen mines semâi bimâ kânû yefsukûn(yefsukûne). 
Böylece o zalimler, sözleri, kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler. Biz de o zaman fıska düştüklerinden dolayı o zulmedenlerin üzerine gökten bir azap indirdik. 

HADIS-I SERIF:"Efendimizle birlikteydik, bir ara gözlerini göğe dikti ve şöyle buyurdu:
"Gün gelir, ilim insanları terk eder. İnsanların onda hiç nasibi kalmaz."
Ziyad b. Lebîd el–Ensârî sordu:
"İlim bizi nasıl terk edebilir ki? Biz Kur'an'ı okuyoruz ve bundan böyle de valla–hi okuyacağız. Hanımlarımıza, oğullarımıza da okutmaktayız." Resûlullah şöyle cevap verdi:
"Anan seni kaybetsin ey Ziyad! Ben de seni Medinelilerin en akıllılarından zannederdim. Yahudîlerin ve hıristiyanların elinde de Tevrat ve İncil yok muydu?" (14)
Tirmizi, İlim, 5; İbn Mace, Fiten, 26; Ahmed b. Hanbel, 4/160; Darimi, Mukaddime, 26/246
Bu kitaplarin asli herkesi islama (teslime) cagirmaktaydi.Kur'an'i Kerim'den önce Rabbimizden gelen ilahi kitaplar tahrif edildi ki! Emaniye kitaplari ve mevzu hadisleri nasil asil olarak kabul edebiliriz? Emaniyeye dayali el yazmasi kitaplari ve mevzu hadisleri Kur'an süzgecinden gecirmemiz gerekmiyormu? İnsanlarin yazdigi emaniye bilgiler iceren kitaplar Kur'an'a ters düşmekte. Kur'an hakikatlerini ancak tahkik ettigimiz zaman ortaya cikarabiliriz. Tahkik etmek hepimizin üzerine düşen en önemli vazife degil mi?
EN'ÂM-155: Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârekun fettebiûhu vettekû leallekum turhamûn(turhamûne). 
Ve indirdiğimiz bu kitap mübarektir. Öyleyse O’na tâbî olun. Ve takva sahibi olun. Böylece siz rahmet olunursunuz (rahmete ulaşırsınız). 

HADIS-I SERIF: "Bilin ki, Kur'an'dan baska birsey eken, ektigini bicerken belalara ugrar. Artik siz de O'nu ekin. O'na uyun. Rabbinize O'nu delil edin, nefslerinize O'nu ögütcü yapin. Kendi reyleriniz O'na uymazsa reylerinizi töhmetleyin. Dilekleriniz O'na aykiriysa dileklerinize hiyanétte bulunun."(Nehcul Belaga s. 55)
"Dalaletten kurtulup hidayet bulmayi istiyorsaniz, Kur-an-i Kerim'i ders edinin"  Hadis-i Serif:
ZUHRÛF-44: Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).
Muhakkak ki O (Kur’ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur’ân’dan) sorumlu olacaksınız.
MÂİDE-68: Kul yâ ehlel kitâbi lestum alâ şey’in hattâ tukîmût tevrâte vel incîle ve mâ unzile ileykum min rabbikum. Ve le yezîdenne kesîren minhum mâ unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufrâ(kufran), fe lâ te’se alâl kavmil kâfirîn(kâfirîne). 
De ki; "Ey Ehli Kitap! Tevrat’ı, İncil’i ve size Rabb’iniz tarafından indirileni, yerine getirip uygulamadıkça siz birşey (bir din) üzerinde değilsiniz. Ve sana Rabb’inden indirilen, mutlaka onların bir çoğunun azgınlık ve küfrünü artırır. Artık sen kâfirler topluluğuna üzülme.
Emaniye (kisilerin yazdigi ) kitaplara tabi olanlar Kuran da olmadığı halde varmış gibi konuşmakta ve insanlari dalalete sürüklemekteler.Hak ile batili kariştirarak nefslerinin arzularina göre hüküm vermekteler.
BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. 
Onlar (Allah’ın) Kitabı’nı bilmezler, sadece emaniyyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zannediyorlar.
BAKARA-79: Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlûne hâzâ min indillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne). 
Yazıklar olsun onlara ki;
 elleriyle kitap yazarlar, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdıklarını az bir bedel (para) karşılığında satmak için: “Bu, Allah’ın indindendir.” derler. Yazıklar olsun onlara, elleriyle yazdıkları şeylerden dolayı. Yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeyler sebebiyle.
Hadis-i Serif: "Insanlarin bi'datcilerin görüslerini benimseyip farkinda olmadan sirk kostuklari, ilmi gecim icin tahsil ettikleri ve dinlerini dünyaliklarina alet ettikleri bir zaman gelecektir."
AL-İ İMRAN-78: Ve inne minhum le ferîkan yelvûne elsinetehum bil kitâbi li tahsebûhu minel kitâbi ve mâ huve minel kitâb(kitâbi), ve yekûlûne huve min indillâhi ve mâ huve min indillâh(indillâhi), ve yekûlûne alâllâhil kezibe ve hum ya’lemûn(ya’lemûne). 
Onlardan bir grup vardır ki; Kitab’tan olmadığı halde, onu Kitab’tan (mış gibi) zannetmeniz için dillerini Kitab’tan yana evirip, çevirirler ve: “Bu Allah katındandır.” derler. Oysa o, Allah katından değildir. Allah’a karşı, bile bile yalan söylerler.
Hadis-i Serif:“Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa alet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, amma kalpleri kurt gönlü gibidir. 
Aziz ve Celil olan Allah-u Teâlâ (bu gibi kimseler için) şöyle buyurur:
"Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için, onlara öyle ağır bir musibet vereceğim ki, aralarında bulunan yumuşak başlılar şaşakalacaklardır." (Tirmizî) 
Oysa Allahu Teala, ilmi Kur'an-i Kerim'den degil de, emaniye kitaplarindan alanlarin ve bu kitaplari yazanlara tabi olanlarin durumunu, Ahzab 67 ve 68'de aciklamakta ve onlarin sirat-i müstakimdan ayrildigini bildirmekte.
AHZAB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ). 
Cehennemde olanlar derler ki: “
Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîm’inden) saptık.
AHZAB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel’azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren). 
Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle. 

Hadis-i Serif: "Abdullah b. Amr b. el-As (R.A) diyor ki:"Ben Resulullah (S.A.V) şöyle
söylerken işittim: "Allah ilmi insanlardan söküp almak suretiyle kaldirmaz, bilakis alimlerin canlarini almak suretiyle ilmi kaldirir. Aralarinda hicbir alim kalmaz da insanlar cahilleri önderler edinirler, onlara sorular sorarlar, onlar da bilgisizce (Kur'an'a dayanmadan reyleriyle) fetva verirler ve böylece hem kendileri sapitirlar hem de başkalarini saptirirlar."(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman-20
Hadis-i Serif: "Sizin için Deccal’den daha çok deccal olmayanlardan korkarım.”
“- Onlar kimlerdir?”
Saptırıcı imamlardır.” (Ahmed bin Hanbel)
KASAS-41: Ve cealnâhum eimmeten yed’ûne ilen nâr(nârı), ve yevmel kıyâmeti lâ yunsarûn(yunsarûne). 
Ve Biz, onları ateşe davet eden imamlar (önderler) kıldık. Ve kıyâmet günü onlara yardım olunmaz.
Casiye suresinin 23. ayetine göre faydasiz ilmin sahipleri (emaniyeye tabi olanlar), hidayeti yaşamadiklari gibi başkalarinin da yaşamasina engel oluyorlar.
CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne). 
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz? 

Hadis-i Serif"Kiyamet gününde şerlilerin en şerlisi ilmi kendisine fayda vermeyen alimlerdir."
Allahu Teala Kur'an-i Kerim'deki müteşabih ayetlerini yorumlama yetkisini sadece ulül elbab'a vermiştir.
AL-İ İMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).
O (Allah) ki; Kitab’ı, sana O indirdi. O’ndan bir kısmı muhkem (mânâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz’daki) ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşabih (mânâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab’)ın müteşabih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan rasihun (rüsuh sahipleri) ise derler ki: “O’na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katından (indirilme)dir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl’elbab tezekkür edebilir.
Kim daimi zikre ulaşırsa onlar ulûl’elbabdır.
AL-İ İMRAN-190: İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri le âyâtin li ulîl elbâb(ulîl elbâbı).
Hiç şüphesiz; göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde,elbette ulûl’elbab için nice deliller vardır.AL-İ İMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı).
O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ı zikrederler. Göklerin 
ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.”
Ulül elbab Allahû Tealâ’nın kendisine kalp gözüyle fiziğin ötesini gösterdiği kişidir.Nefsinin kalbindeki bütün afetler yok olmuş, Allah kalp gözünü ve kalp kulağını açmıştır. Allahû Tealâ’nın kendisine gösterdiklerini anlattığı ve kalp kulağına söylediği kişidir.Ehli hayır, ehli hikmet, ehli tezekkür olmuştur. Allah ile her an konuşabilmek özelliğinin sahibidir.Allahû Tealâ’ya soracak, Allah’tan aldığı cevabı nakledecekdir. 
 
ENBİYA-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve senden önce, vahyettiğimiz rical (erkekler)den başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.
Onların dışındaki insanlar, dünya üzerinde ne kadar çalışarak ilim sahibi olsalar bile, eger ehli zikir degillerse, müteşabih ayetleri tezekkür edemiyorlar.
Emaniyeye tabi olanlarin, Kur'ani yanliş yorumlamalari sebebiyle, hakiki manalar yok edilmiştir.Kur'an'in asli hükümleri birakilip, kişilerin yazdigi  emaniye bilgileri iceren kitaplardaki zanlar esas alinarak, insanlik Kur'andan uzaklaştirilmiştir.
FURKÂN-30: Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran). 
Ve resûl: “Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, bu Kur’ân’dan ayrıldı (Kur’ân’ı terketti).” dedi.
Hadis-i Serif: Şüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur’an okuyacaklar. Fakat Kur’an’ın feyzi onların boğazlarından öteye geçmeyecektir. (Yalnız dilde kalacaktır). Nitekim onlar, okun avı delip geçtiği gibidinden çıkacaklar, bir daha da ona dönemeyeceklerdir. İşte bütün insanların ve hayvanların en kötüsü bunlardır.” (Müslim: 1067)
Kur'an unutulmuş, ezbere okunuyor.Kur'an okuma yarişlari yapiliyor."Sizin en hayirliniz Kur'an-i ögrenen ve ögretendir" hadis-i şerifi sadece Kur'an'in tilaveti olarak yorumlanmiş.Furkan olan Kur'an bir kenara birakilmiş, yerini emaniye kitaplari almiş.Oysa Kur'an bir rehberdir.Kur'an'da 7 savha 4 teslimin yani islamin nasil yaşanacagi yazili.Kur'an ezbere okunmak icin degil, yaşanmak icin indirilmiştir.Kur'an hayatin özüdür.Kur’an duvarlara asilsin diye degil, sahabenin yaptigi gibi, yaşansin diye indirilmiştir.
MEHDİ RESUL; insanlari Allah'in emri ile Kur'an'a cagiriyor.Kaybolan Kur'an hakikatlerini Allah'tan ögrenen ve bütün insanliga ögreten Mehdi A.S.dir.
"Sizin en hayirliniz Kur'an-i Kerimi'i ögrenen ve ögretendir."  Hadis-i Serif
"Ümmetimin en hayirlisi Mehdi A.S'dir."  Hadis-i Serif
TEVBE-33: Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirehu aled dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne). 
Resulünü müşrikler kerih görseler de, hidayetle ve hak dîn ile (bu dîni) bütün dînler üzerine izhar etmesi (hak dîn olduğunu ispat etmesi) için gönderen odur.
"Ben basta islami nasil ayakta tuttuysam, Mehdi AS'da ahir zamanda ayni sekilde islami ayakta tutacaktir." Hadis-i Serif
"Mehdi kaldirmadik bid'at birakmayacaktir.Ahir zamanda ayni peygamber gibi dinin icablarini yerine getirecektir." Kiyamet Alametleri 163
"Bizimle insanlar sirkten kurtuldular.Ama Mehdi (A.S.) ile fitneden kurtulacaklardir."Hadis-i Serif
"Çok zaman evvel bir ehl-i velayetten (veli şahıstan) işittim ki; o zat, eski velilerin gaybi işaretlerinden istihrac etmiş ve kanaati gelmiş ki: Şark tarafından bir nur zuhur edecek (ortaya çıkacak), bidatlar zulümatını (dine sonradan girmiş hurafeleri) dağıtacak. Ben böyle bir nurun zuhuruna çok intizar ettim (gözledim) ve ediyorum." Said-i Nursi, Mektubat / 359
" Gelecegi vaad edilen Mehdi dinin tervicini (degerini artirmayi), sünnetin ihyasini (yeniden canlandirmasini) murad ettigi (istedigi) zaman; bid'at ehl-i ile ameli adet edinen, hasene zanni ile dini karistiran (dinin aslinda, özünde olmayan seyleri, dinin emri oldugunu zanneden bazi insanlar) hayretle söyle diyecektir:
---Bu kimse (yani Mehdi) dinimizi kaldirmak ve seriatimizi izale (mahvetmek) istiyor." Mektubat-i Rabbani 1/535
İNSANLARI HİDAYETE ERDİRECEK OLAN, MEHDİ RESUL'ÜN KUR'AN ÖĞRETİSİDİ"
SAFF-8: Yurîdûne li yutfiû nûrallâhi bi efvâhihim vallâhu mutimmu nûrihî ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne). 
Onlar, ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlayacak olandır.

SAFF-9: Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirehu aled dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne). 
Resûl’ünü hidayet ile ve (esasları unutulmuş olan) dînlerin hepsinin üzerine, izhar etmek (açıklayıp doğrusunu ispat etmek) için, Hakk dîn (Allah’ın ezelî ve ebedî olan dîni) ile gönderen O’dur. Ve müşrikler, kerih görseler bile. 
"Allah mehdi a.s.'i bir gecede İRŞAD eder. ''  (Ali b. El muttaki s.72 ve 74)
Hz.Ali'nin rivayetine göre,Resulullah (s.a.v.) söyle buyurdu: "Mehdi bizden Ehl-i Beyttendir.Allah Onu bir gecede islah eder (yani tevbesini kabul eder veya feyizler ve hikmetlerle donatir.)"  Sünen-i ibni Mace,10/348
Hadis-i Serif: "Ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum; o ikisine sarıldığınız müddetçe asla delalete düşmezsiniz; Allah’ın kitabı (Kur’an) ve Ehl-i Beyt’im olan ıtretim. Hiç şüphesiz bu ikisi (Kevser) başında bana ulaşıncaya kadar hiçbir zaman birbirinden ayrılmazlar.Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız."
Sünen-i Tirmizi C.5,S.663
Hz.Ali (KS) : "Peygamber' inizin itreti (Ehl-i Beyti) aranızdadır. Onlar, sizi gerçeğe çeken iplerdir. Din bayraklarıdır, gerçeklik dilleridir onlar. Onları, Kur'ân'ın en güzel konaklarına indirin, kondurun (Kur'ân'da anıldığı, emredildiği veçhile onlara uyun); susamış develer gibi onların yanlarına, onların kaynaklarına koşun. ( Nehc’ul Belağa, Hutbe: 87 )
" Hz.Mehdi kuru bir agaci diktiginde agac hemen yesillenip yapraklanacaktir." El-Kavlu'l MuhtasarFi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 43
"Asrinda cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak." Kiyamet Alametleri 185
MEHDİ RESUL;Bütün dünyada unutulmuş olan, Peygamber Efendimizin s.a.v.in  ve sahabenin yaşadigi islamin 7 savhasini ve hidayeti, Allah'in ögretisiyle, başka kaynaktan degil, Kur'an'dan acikliyor.
"Allahu Teala bize Kur'an-i ögretti.Bu Kur'an-i ögrendigimizin en kesin delili 19 ciltlik Kur'an-i Kerim tefsirimizdir.8536 sayfa.Şu anda dünyadaki en büyük Kur'an-i Kerim tefsiri bizim tefsirimizdir.En büyük olay HİDAYETİN insanlardan şeytanin telkiniyle nasil gizlendigi müessesesidir.Onu tespit ettik.Ülkemizde 23 tane Kur'an meali var.Hidayet ayetlerinin hepsini teker teker inceledik.Gördük ki insanlar, bütün Kur'an tefsirleri buna dahil, Kur'an'daki hidayet kelimesini dogru yol olarak almişlar.HİDAYET DOĞRU YOL DEĞİLDİR.
BAKARA-120: inne hudâllâhi huvel hudâ
 “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir.” 
AL-İ İMRAN-73:  innel hudâ hudallâhi
“Hiç şüphesiz HİDAYET, Allah’ın (Kendisine) ulaştırmasıdır. (İnsan ruhunun ölümden evvel Allah’a ulaşmasıdır.)
Yani HİDAYET RUHUMUZUN BİZ HAYATTAYKEN VÜCUDUMUZDAN AYRILARAK ALLAH'A ULAŞMASIDIR.Hic din tahsili görmemiş olan, arapcayi hic bilmeyen, sifir noktasinda Allahu Teala'nin bu görevi verdigi, sifir arapcayla bu göreve başlayan biz, Allah'in ögretisiyle dünyadaki Allah'in yazdirdigi ilk Kur'an tefsirini gercekleştireniz." İmam İskender Ali MiHR
MEHDİ RESUL; Allah'tan aldigi ilimle, bütün insanligi Kur'an ayetleri ile Hidayete yani Allah'a ulaşmayi dileyerek KURTULUŞA davet ediyor.
  "ALLAH'A ULAŞMAYI DİLEYİ! Bu dilek sizi mutlaka 3.kat cennete ve dünya saadetinin yarisina ulaştirir." İmam İskender Ali Mihr
MEHDİ RESUL; Peygamber Efendimizin s.a.v.in  ve sahabenin yaşadigi Kur'an'daki islama davet ediyor.
"Biz 14 asir evvel Peygamber Efendimiz sav. ve sahabenin yaşadigi islama davet ediyoruz."
"7 savha 4 teslimden olusan Kur'an'daki islama davet ediyoruz."
"Bugün tamamen unutulmuş olan islama davet ediyoruz." İmam İskender Ali Mihr
Kur'an dişindaki el yazmasi kitaplarin, dinin temeli olarak kabul edilmesi suretiyle,Peygamber Efendimiz sav.in Kur'an tatbikati ve ve sünneti seniyyesi tamamen unutulmuştur. Alah'in kurtuluşa erdirecek farz emirleri yerine getirilmedigi icin herkes huzursuz ve mutsuz.İnsanlik alemi eger huzursuz ve mutsuzsa bunun sebebi Kur'an'dan uzaklaşmamizdir.Allahu Teala en cok sevdigi mahlukunun mutlu olmasini talep etmektedir.Mutlulugun baslangici ise ALLAH'A ULAŞMAYI DİLEMEKTİR. Bu sebeple Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-i Kerim insanogluna bir mutluluk davetiyesi olarak indirilmiştir.
"Kuran insanlar icin bir saadet davetiyesidir.
  Kuran insanlar icin bir saadet recetesidir.
  Kuran insanlar icin bir saadet garantisidir."
                                            İmam İskender Ali M.İ.H.R
"Allah'a mülaki olmayi dileyen insan, Allah'i seviyor demektir." İmam İskender Ali MİHR
Kur'an-i Kerim ara sira bakilan bir kitap degil, hayatin her safhasini düzenleyen en önemli başvuru kitabidir. Artik Kur’an gerçeklerini ve sahabenin yaşadigi islami yine Kur’an dan ögrenmenin vaktidir. Bugün insanligin ihtiyaci olan şey Kur’an'i Kerimin işigi altinda, sahabenin yaşadigi İslam’i yaşamaktir. Kur’ani anlamak ve sahabe gibi Kur’ani hayata geçirmektir.
" Kurtulus Allah'in kitabi Kur'an-i Kerim iledir."  Hadis-i Serif
" Kur'an kainatin nurudur." İmam İskender Ali Mihr
Mehdi Resul'ün himmetiyle, Yüce Rabbimizin, tüm insanlik aleminin Allah'a ulasmayi dileyerek, Kur'an catisi altinda birlestirmesi ve bütün gönüllerin sicacik sevgiye teslim olmasi dilegiyle Allah razi olsun.
                                                                GÜLLERAÇTI

1 yorum:

  1. (AHMEDÎ İSKENDERNAMESİ:1334-1413) www.ferhatbastug.com
    Çünki anı komış-ıdı_aña İlâh
    Lâ-büd İskender aña bulmadı râh
    Çünki ana rahmına düşdi Resûl
    Yire gökden indi çok rahmet nüzûl
    *ALLAH’UTELA ONLARIN İRADELERİ DIŞINDA,İSKENDER AS’I,”ANA RAHMİNE RESUL OLARAK KOYDU.” (Ezelde o’nu RESUL olarak takdir ettiği için.Kasas/68:Ve Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Ve seçim hakkı onlara ait değildir. Allah Sübhan'dır (münezzehtir) ve (onların) şirk koştukları şeylerden yücedir.)İŞTE O ZAMAN GÖKLERDEN YERE RAHMET İNMEYE BAŞLADI.
    Tarîkat yolınuñ sen reh-berisin
    Şerîat ehlinüñ ser-leşkerisin
    *TARİKAT YOLUNUN (Allah’a ulaşan yolun) İMAM’ISIN,ŞERİAT EHLİNİN BAŞKUMANADANISIN.
    Zihî latîf-cemâl ü zihî mübârek-zât
    Ki yañagıdur anuñ cîd ü zülfi Kadr ü Berât
    Secâeti Hızır u devletidür İskender
    *DEVLETİN HIZR’I,MUBAREK YÜZÜ,GÜZEL AHLAK’I,YANAĞI,BOYNU,”İKİ KAŞI ARASI NİŞAN’I”OLAN İSKENDER AS’SIN. www.belgeler.com

    YanıtlaSil

KATAGORİLER