15 Kasım 2013 Cuma

neye dayanarak bize karşısınız sevgili kardeşlerim



İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

12 Kasım 2013 Salı

SIRAT KÖPRÜSÜ DİYE BİR KÖPRÜ VARMIDIR ?

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.


 SIRAT KÖPRÜSÜ DİYE BİR KÖPRÜ VARMIDIR ?

 Sadece “Şeytanın TEŞVİKİ ve yardımıyla ortaya atılan” bir uydurmadır.Neden? Çünki,”KİŞİNİN ÖLÜMÜ İLE GİDECEĞİ YER (Cennet veya Cehennem) BELLİDİR. NAHL/28,29:Melekler, nefslerine zulmedenleri vefat ettirecekleri zaman onlar teslim olurken: “Biz, bir kötülük yapmadık.” dediler. Hayır, muhakkak ki Allah, yapmış olduğunuz kötü amelleri en iyi bilendir.Haydi, orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin (büyüklük taslayanların) kaldığı yer ne kötüdür. 

1 Kasım 2013 Cuma

hüsranda olmak, dalâlette olmak

Bir insan, Allah'a ulaşamayı dilemedikçe dalâlettedir.

 Allah'a ulaşmayı dilediği andan itibaren hidayete adım atar. Evvelâ Allah'a ulaşmayı dilemelidir. Allah'ın ona ardarda vereceği on iki ihsanla, gösterdiği mürşide ulaşması, onun önünde tövbe etmesi lâzımdır. 10 âyet-i kerime Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin [ve dolayısıyla mürşidlerine 12 ihsanla ulaşmayanların (tâbî olmayanların)] dalâlette olanlar olduğunu söylemektedir.

Allahû Tealâ burada hüsranda olmak, dalâlette olmak ve hidayete ermemek gibi 3 kavramdan bahsetmektedir. Kur'ân-ı Kerim'in skalasında, bütününde, 28 basamakta, hüsranda olanlar, günahları sevaplarından fazla olan, Allah'a ulaşmayı dilemeyen insanlardır.

16 Ekim 2013 Çarşamba

Allah İle Olan İlişkilerimiz

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

Allah İle Olan İlişkilerimiz
Sevgili kardeşlerim, Rabbimize sonsuz hamdeder, şükrederiz ki Allahû Tealâ bizleri bir zikir sohbetinde birlikte kıldı. Bizler bir yola başladık. Biliyorsunuz ki bu yol tasavvuf yoludur. İşte bu yolu Efendimiz Mehdi Resûl’ün öğretisiyle yaşıyoruz. Hayatımızın her noktasında yeni yeni şeyler öğreniyoruz. Yıllardır Efendimiz, Allah ile olan ilişkilerimizi sağlamlaştırmak için elinden geleni yapıyor. Binlerce saatlik sohbetlerinde hep bizim için çalışıyor, çabalıyor. Bizim de amacımız başkaları için yaşamak olmalı, onlara öğrendiğimizi aktarmalı, onların da hidayet üzere olmalarını sağlamalıyız.

Sevgili kardeşlerim, Efendimiz’den öğrendiğimiz kadarıyla birlikte bir sohbet yapalım. İnsanlara Allah’a ulaşmanın farz olduğunu anlatırız, türlü türlü şekillerde hidayetin Allah’a ulaşmak olduğunu ifade ederiz. Sonra “hacet namazıyla Allah’tan sizi irşad edecek mürşidinizi arayın” dediğimizde sürekli başımıza gelen negatif cevaplar olmuştur. Meselâ  şöyle söylerler: “Kardeşim  ben namaz kılıyorum, ibadetlerimi yapıyorum. Allah’a ulaşmayı dilemiş oluyorum.” veya “Bir mürşide ne gerek var? Onun benden ne farkı var. Ben kendi başıma Allah’a dua ederim. Allah’ın merhameti sonsuzdur.” Bir başka ifadeyle “Hadi canım, rüya ile kişi nasıl mürşidini bulabilir? Rüya ile amel mi olurmuş?” derler.

14 Ekim 2013 Pazartesi

Ruh Allah'a İki Şekilde Döner

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

 Ruh Allah'a İki Şekilde Döner

Allah'ın Bizden İstediği, Bu Dünya Hayatında Ruhumuzu Allah'a Ulaştırmamızdır.
Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allah’a sonsuz hamd ve şükrederiz ki; bir defa daha bir zikir sohbetinde Yüce Rabbimiz bizleri birlikte kıldı.
Allahû Tealâ'nın en çok istediği şey bizim mutlu olmamızdır. İnsanı en üstün mahlûk olarak yaratmış ve ruhundan üfürmüştür. İnsan doğuşundan itibaren bir imtihan dünyasındadır. Allahû Tealâ'nın üfürdüğü ruhu %100 hasletlerle, nefsi ise %100 afetlerle doludur. İnsanın iç dünyasında iki zıt kutup, nefsimiz ve ruhumuzdur. Fizik vücut bir sığınaktır.

Mutlu musunuz?,

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

Mutlu musunuz?
 
Mutsuzlukların Arkasında Şeytan Vardır.
Sevgili kardeşlerim! Kim mutlu olmak istiyorsa bilsin ki; bunun sadece bir tek yolu var, başkalarını mutlu etmek. Etrafınızdakilere ne kadar mutluluk veriyorsunuz? İşte o kadar mutlu olursunuz. 2 kişiye mutluluk veren bir kişinin yaşadığı mutlulukla, 20 kişiye mutluluk veren birisinin yaşadığı mutluluk aynı değildir. İkincisi birincinin 10 katı daha mutludur. Kimi mutlu etmişse onun yaşadığı mutluluğun aynını Allah ona da yaşatır.
insanlar Allah’ın bu muhteşem dizaynını bilmedikleri için huzursuzlar, mutsuzdurlar. Kendilerini mutlu edecek en sağlam anahtarın başkalarını mutlu etmek olduğunu bilmiyorlar.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, herşeyi Allahû Tealâ bizlerin eline teslim etmemiş mi? İpler bizde. Kendi mutluluğumuzu vücuda getirmek istiyorsak son derece kolay: Başkalarını mutlu edeceğiz. Bu kadar basit! Bu kadar kolay!

28 Eylül 2013 Cumartesi

KUR'ÂN-I KERİM'E GÖRE SIRATI MUSTAKÎM NEDİR?

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

KUR'ÂN-I KERİM'E GÖRE SIRATI MUSTAKÎM NEDİR?

  • Allah'a istikametlenmiş (Allah'a ulaştıran) yoldur.
  • Doğru yoldur.
  • Cennet ve cehennemi birleştiren köprüdür.

KUR'ÂN-I KERİM'E GÖRE SIRATI MUSTAKÎM

Sözlük anlamı itibariyle; Sırat: Yol Mustakîm; istikamet üzere olan demektir. Allahû Tealâ Hicr Suresinin 41.âyet-i kerimesinde Sıratı Mustakîm’in Allah’a istikametlenmiş yol olduğunu açıkça ifade etmektedir.

RUH VÜCUTTAN AYRILIRSA İNSAN ÖLÜR MÜ?

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.


1. RUH VÜCUTTAN AYRILIRSA İNSAN ÖLÜR MÜ?
İRCİÎ EMRİ BİR ÖLÜM EMRİ MİDİR?

"Ruh vücuttan ayrılırsa kişi ölür" anlayışı, dînimize sonradan girmiş bir büyük hurafedir, iblisin insanlığa bir büyük tuzağıdır. Allahû Tealâ Kur'ân-ı Kerim'inde "Hayatı veren de öldüren de biziz." buyurmaktadır (Hicr-23, Mulk-2).
15/HİCR-23: Ve innâ le nahnu nuhyî ve numîtu ve nahnul vârisûn(vârisûne).
Ve muhakkak ki; Biz, sadece Biz hayat veririz. Ve Biz öldürürüz. Ve varis olanlar da Biziz.

67/MULK-2: Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azî zul gafûr(gafûru).
"Sizin hanginizin en güzel ameli yapacağını" imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Ve O; Aziz'dir, Gafûr'dur.

Ruhun insana hayat verdiğine dair tek bir âyet-i kerime mevcut değildir. Kaldı ki, ruh insanda Allah'ın bir emanetidir.

25 Ağustos 2013 Pazar

Bediüzzaman 'Mehdi' değildir,

Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü Bediüzzaman "HZ. MEHDİ (AS)'IN, 'VELİLERİN, ALİMLERİN VE KAMİL İMAN SAHİPLERİNİN BAŞINA GEÇECEĞİNİ' BİLDİRMİŞTİR. ANCAK BEDİÜZZAMAN HAYATTAYKEN BÖYLE BİR DURUM OLUŞMAMIŞTIR."

Âhir Zaman'da, dinsizliğin iki cereyanı (akımı) kuvvet bulacak:

Birisi: Nifak perdesi altında (inkarcı olduğu halde Müslüman gibi görünerek) Risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) (Peygamberimiz (sav)'in elçiliğini ve yolunu) inkâr edecek, Süfyan namında (adında) müthiş bir şahıs, ehl-i nifakın (münafık karakterli kimselerin) başına geçecek, Şeriat-ı İslâmiyenin (İslam dininin) tahribine (yıkılmasına) çalışacaktır. Ona karşı, ÂL-İ BEYT-İ NEBEVÎNİN SİLSİLE-İ NURANÎSİNE (Peygamberimiz (sav)'in nurani soyuna) BAĞLANAN EHL-İ VELÂYET (velilerin) VE EHL-İ KEMÂLİN (kamil iman sahiplerinin) BAŞINA GEÇECEK, ÂL-İ BEYTTEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) MUHAMMED MEHDÎ İSMİNDE BİR ZÂT-I NURANÎ (nurlu bir şahıs), O SÜFYANIN ŞAHS-I MÂNEVÎSİ OLAN CEREYAN-I MÜNAFIKANEYİ (münafıklık akımını) ÖLDÜRÜP (fikren yok edip) DAĞITACAKTIR. (Mektubat, On Beşinci Mektup, s. 53)

16 Ağustos 2013 Cuma

Hz. Mehdi (a.s.) Farklı Mezhepleri Ortadan Kaldırarak Mezhep Çatışmalarına Son Verecek,



Hz. Mehdi (a.s.) tüm dünyanın manevi lideridir. Dünyadaki çatışma ortamının yatışması da ancak Mehdiyet’le mümkündür ve Mehdiyet her kesimin isteğini karşılayacak her grubun gönlünü alacak ve sevgiyi hakim edecek bir sistemdir. Demokrasi isteyene demokrasinin en güzel uygulanacak halini,  tüm Müslümanlara, Hristiyanlara, Musevilere ve diğer inanışlardaki herkese istedikleri barış ve adalet ortamını; kısacası arzuladıkları herşeyi en fazlasıyla verecek ve inançlı-inançsız herkesin huzur içinde yaşamasını temin edecektir. Hz. Mehdi (a.s.), sevgi ve dostluk dağıtmasıyla birleştirici ve anlayışlı olmasıyla, sevgi ruhunu yaymasıyla bir kurtarıcıdır. Bu nedenle tıpkı Hz. Nuh (a.s.)’ın, gemisine binenleri Yüce Allah’ın izniyle tufandan kurtarması gibi Hz. Mehdi (a.s.) da dünyayı karmaşadan, savaştan mutsuzluktan ve nefretten arındıracak, insanların maddi ve manevi kurtuluşuna vesile olacaktır.

Mehdiyetin Birleştirici Gücü ile Mümkündür


Hz. Mehdi (a.s.) Kuran’da Müslümanlara öğütlenen davranış şeklini uygulayarak Kitap Ehli’ne sevgi, saygı, şefkat ve merhamet ile yaklaşılmasını, onların korunup kollanmasını, ihtiyaçlarının en güzel şekilde karşılanmasını temin edecektir.

Mehdiyet Tüm İnsanları Kurtuluşa Götürecek Bir Vesiledir

Mehdiyet Tüm İnsanları Kurtuluşa Götürecek Bir Vesiledir
Yazımızın başından beri anlattığımız gibi içinde bulunduğumuz yüzyıl fitnelerin, karışıklıkların, zulmün, vicdansızlığın ve savaşların arttığı, dünyanın ateizmle, materyalizmle, bencillikle, sevgisizlikle boğuştuğu dönemdir. Artık Peygamberimiz (s.a.v.)’in 1400 yıl öncesinde, hadislerinde çok detaylı bahsettiği büyük kurtarıcının, Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhur etme vaktidir. Bu müjdeyi haber veren bazı ayetler şöyledir:
"Hz. Mehdi (a.s.) ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beytim'den bir kişidir." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir Zaman, sf. 13)
“... O (Hz. Mehdi (a.s.)) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, ona katılsın. Zira o Mehdi (a.s.)'dır.” (Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Celalettin Suyuti, sf. 14)
Kıyametten önce, dünyanın son döneminde gelecek olan bu büyük kurtarıcı yani Hz. Mehdi (as)  Kuran’da birçok ayetle müjdelenmiştir.

9 Ağustos 2013 Cuma

Kafir Kimdir

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.



ÂLİ İMRÂN-10
İnnellezîne keferû len tuğniye anhum emvâluhum ve lâ evlâduhum minallâhi şey’â(şey’en), ve ûlâike hum vekûdun nâr(nâri).
Muhakkak ki Allah'tan gelen bir şeye (azaba) karşı, kâfirlere, onların malları ve evlâtları asla bir fayda vermez. Ve işte onlar, onlar ateşin yakıtıdırlar.

Allah'a inanan bir insan Allah'a ulaşmayı dilememişse o kâfir hüviyetindedir.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

RESULLER,HER DÖNEMDE VARDIR,HİDAYETİ BEYAN EDERLER.ONLARA,İMAN VE İTAAT KİŞİYİ HİDAYTE ERDİRİR.

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

RESULLER,HER DÖNEMDE VARDIR,HİDAYETİ BEYAN EDERLER.ONLARA,İMAN VE İTAAT KİŞİYİ HİDAYTE ERDİRİR.
   BELKİ HER RESUL’ÜN PEYGAMBER OLDUĞUNU ZANNEDERSİNİZ.



İBRÂHÎM-4 : Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah'a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz'dir, Hikmet Sahibi'dir.
NÛR-54 : De ki: “Allah'a ve resûle itaat edin. Bundan sonra eğer dönerseniz (itaat etmezseniz), ona (resûle) düşen (sorumluluk) sadece ona yükletilen (tebliğ)dir.” Ve sizin üzerinize düşen (sorumluluk), size yükletilendir. Ve eğer ona itaat ederseniz, hidayete erersiniz. Resûlün üzerinde açıkça tebliğden başka bir (sorumluluk) yoktur.


YÂSÎN-20,21 : Ve şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim, (size) gönderilmiş olan resûllere tâbî olun!" dedi. (Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (bu) kişilere tâbî olun. Ve onlar, mehdilerdir (hidayete ermiş ve hidayete erdirenlerdir).

SIRAT KÖPRÜSÜ DİYE BİR KÖPRÜ VARMIDIR ?

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

 
   Sadece “Şeytanın TEŞVİKİ ve yardımıyla ortaya atılan” bir uydurmadır.Neden?
SIRAT KÖPRÜSÜ DİYE BİR KÖPRÜ VARMIDIR ?

   Çünki,”KİŞİNİN ÖLÜMÜ İLE GİDECEĞİ YER (Cennet veya Cehennem) BELLİDİR.
NAHL/28,29:Melekler, nefslerine zulmedenleri vefat ettirecekleri zaman onlar teslim olurken: “Biz, bir kötülük yapmadık.” dediler. Hayır, muhakkak ki Allah, yapmış olduğunuz kötü amelleri en iyi bilendir.Haydi, orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin (büyüklük taslayanların) kaldığı yer ne kötüdür.

ALLAH’A YÖNELMEK ŞARTMIDIR ? NEDEN ŞARTTIR ?.

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.



        ALLAH’A YÖNELMEK(O’na ulaşmayı dilemek),ALLAH İLE OLAN”AHD’İMİZİ” YERİNE GETİRMEK İÇİN;ŞARTMIDIR ?
   ELCEVAP: ŞARTTIR.
   NEDEN ŞARTTIR ?.

.-ÇÜNKÜ;”ALLAH’A KALUBELA GÜNÜ OLARAK BİLİNEN GÜN’DE VERDİĞİMİZ AHD’İMİZİ,İMZALADIĞIMIZ SÖLEŞMENİN(Misak’ın) GEREĞİ:”YAŞARKEN,ALLAH’A RUH’EN VASIL OLMAKTIR (Ulaşmaktır).AKSİ TAKDİRDE “NE DÜNYA HAYATINDA MUTLU OLABİLİRİZ,NE DE AHİRET HAYATINDA CENNETE GİDEBİLİRİZ”ZİRA TAKVA SAHİBİ OLAMAYIZ.

ALİİMRAN/76,77: Hayır, (öyle değil)! Kim (Allah ile olan) ahdini yerine getirir ve takva sahibi olursa, o taktirde muhakkak ki Allah, takva sahiplerini sever.Muhakkak ki onlar; Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere satarlar. İşte onlar için ahirette bir nasip yoktur. Ve Allah onlar ile konuşmayacak ve kıyamet günü onlara nazar etmeyecek (bakmayacak). Ve onları temize çıkarmayacak ve onlar için elim azap vardır.
YUNUS/62,63,64:Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi? Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah'ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.

MEHDİ AS,İMAM İSKENDER ALİ MİHR


MEHDİ AS,İMAM İSKENDER ALİ MİHR HZ.HAKKINDAKİ MEDH’İYELERİN “HER BİRİNDEN BİRER BÖLÜM HALİNDE” AŞAĞIDA SUNULMUŞTUR.

BÜTÜN,HALİNDE,”http://mehdiaszuhuru.blogspot.com/,http://mehdiasvealametleri.tr.gg/,http://eskivelilerdenmehdiasmedhiyeleri.blogspot.com/”İNTERNET SİTELERİNDE MEVCUTTUR.

  

(FUZULÎ DİVANI:15.asır)
**Ol ki adlin eyleyip i’lâm-ı hıfz-i şer’için Müjdeler vermiş Resûlû’llâh’a Cibril-i Emin
Der-geh-i kadrine bin Dârâ vü İskender gedâ Hırmen-i lûtfuna bin Fâğfûr ü Hâkan hûşe-çin
***CEBRAİL AS,”PEYGAMBER (sav) EFENDİMİZE:”ALLAH’IN ŞERİATINI ADALETLE KORUYAN,KADİR KIYMET BİLEN,İTAATKAR İSKENDER AS’A”HAKANLARA MAHSUS EN KIYMETLİ TABAK İÇİNDE (MEHDİ,İMAM,HALİFE,RESUL OLDUĞUNU) BİLDİRECEĞİNİ MÜJDELEMİŞTİR.

NEV-İ ZADE ATAY-İ DİVANI:Ö.1545

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

(NEV-İ ZADE ATAY-İ DİVANI:Ö.1545)
***ALLAH’IN MURADI İLE AÇIKLANDI SONUNDA HİDAYET REHBERİ,ASRI SAADETİN MİMARI,“AHİR ZAMANDA BEKLENEN MEHDİ (İskender) AS”
***DÜŞMAN’A HAT ÇEKTİ,GÖĞÜS GERDİ.BOZULMUŞ OLAN (Aslından uzaklaştırılmış olan) ŞARTLARINI YÜRÜRLÜĞE SOKARAK İSLAM’I YENİDEN HAYATA GEÇİRDİ İSKENDER AS
***SÜLEYMAN AS’IN EMRİNDEKİ RÜZGAR’LA GEZDİĞİ VE ŞEYTAN’LARI ZİNCİRE VURDUĞU GİBİ.ÇEKİLDİ KILIÇLAR KININDAN İSKENDER AS BÜTÜN SET’LERİ YIKARAK,HERYERDE KAPILARI İSLAM’A AÇTI.

İBRÂHİM İBN-İ BÂLÎ'NİN HİKMET-NÂME'Sİ

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir

.İBRÂHİM İBN-İ BÂLÎ'NİN HİKMET-NÂME'Sİ


*İŞTE BU ZAMAN’DA;CİHAN’IN EŞSİZ HÜKÜMDARI,MEHDİ’Sİ,İSKENDER AS’DIR.
*BU Kİ(Mehdi İskender as);”BÜTÜN İSLAM ÜLKELERİNİN PADİŞAHI,HZ.MUHAMMED(sav)EFENDİMİZİN TAC’TARI (TACI’NIN VARİSİDİR).
*İMDAD İSTEYENLERRİN YARDIMINA ERİŞEN,(Ölü iken)DİRİLMEK İSTEYENLERİ HAYAT’A GEÇİREN DAVET’İN SAHİBİ’DİR. (Başlangıçta bütün insanlar Allah katında Ölüdür.Taki,Allah ve Resulünün Davetine icabet edip,”Hidayet’i-Allah’a ulaşmayı-dileyerek  göğsü İslam’a açılıp NUR sahibi oluncaya kadar.Enfal/24,Enam/122,Enam/125,Zümer/22)

16 Temmuz 2013 Salı

MEHDİ AS İSKENDER ALİ MİHR KİMDİR ? (Şeyh Galip Hz.divanı.1757-1825)

İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.

MEHDİ AS İSKENDER ALİ MİHR KİMDİR ? (Şeyh Galip Hz.divanı.1757-1825)

GEL EY!..HIZIR AS GİBİ DEVAMLI HAYAT İSTEYEN AŞIK,BOŞUNA DOLAŞMA BAŞKA YERLERDE.”HER ŞEYİ AÇIKLAYAN (Şerh’eden) İSKENDER AS HAZRETLERİDİR” SENİN DERDİNE DERMAN OLACAK OLAN.
 iskender ü Hızr âb-ı hayât isteyen âşık
Gel bundadır etme cevelân Hâzret-i Şârih
 ((GEL EY!..HIZIR AS GİBİ DEVAMLI HAYAT İSTEYEN AŞIK,BOŞUNA DOLAŞMA BAŞKA YERLERDE.”HER ŞEYİ AÇIKLAYAN (Şerh’eden) İSKENDER AS HAZRETLERİDİR” SENİN DERDİNE DERMAN OLACAK OLAN))