İster cehennem azabı deyin, ister kabir azabı deyin netice değişmez. Allah'a ulaşmayı dilemek ya da Allah'a yönelmek, bu dünya hayatında olması gereken bir vetiredir.
ALLAH’A YÖNELMEK(O’na
ulaşmayı dilemek),ALLAH İLE OLAN”AHD’İMİZİ” YERİNE GETİRMEK İÇİN;ŞARTMIDIR ?
ELCEVAP: ŞARTTIR.
NEDEN ŞARTTIR ?.
.-ÇÜNKÜ;”ALLAH’A KALUBELA GÜNÜ OLARAK BİLİNEN GÜN’DE VERDİĞİMİZ
AHD’İMİZİ,İMZALADIĞIMIZ SÖLEŞMENİN(Misak’ın) GEREĞİ:”YAŞARKEN,ALLAH’A RUH’EN
VASIL OLMAKTIR (Ulaşmaktır).AKSİ TAKDİRDE “NE DÜNYA HAYATINDA MUTLU
OLABİLİRİZ,NE DE AHİRET HAYATINDA CENNETE GİDEBİLİRİZ”ZİRA TAKVA SAHİBİ
OLAMAYIZ.
ALİİMRAN/76,77: Hayır, (öyle değil)! Kim (Allah ile olan) ahdini yerine
getirir ve takva sahibi olursa, o taktirde muhakkak ki Allah, takva sahiplerini
sever.Muhakkak ki onlar; Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere satarlar.
İşte onlar için ahirette bir nasip yoktur. Ve Allah onlar ile konuşmayacak ve
kıyamet günü onlara nazar etmeyecek (bakmayacak). Ve onları temize çıkarmayacak
ve onlar için elim azap vardır.
YUNUS/62,63,64:Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku
yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi? Onlar, âmenûdurlar (ölmeden
evvel Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.Onlara, dünya
hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah'ın sözü değişmez.
İşte O, fevz-ül azîmdir.
ALLAH İLE OLAN AHD’İMİZİ VE
MİSAKIMIZI NASIL YERİNE GETİREBİLİRİZ ?
RAD/20,21,22: Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini,
nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer
teslimlerle birlikte iradelerini de Allah'a teslim edeceklerine dair
misaklerini) bozmazlar.Ve onlar Allah'ın (ölümden evvel), Allah'a
ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O'na (Allah'a) ulaştırırlar. Ve
Rab'lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten)
korkarlar.Onlar, sabırla Rab'lerinin vechini (Zat'ını, Zat'a ulaşmayı ve
Allah'ın Zat'ını görmeyi) dileyenler ve namazı ikame edenler, onları
rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açıkça infâk edenlerdir. Ve seyyiati,
hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir. İşte onlar için, bu dünyanın (güzel
bir) akıbeti (sonucu) vardır.
BİZDEN BİR DİLEK,ALLAH’UTEALADAN
GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK:
ANKEBUT/5: Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı)
dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir
(ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi
bilendir.
RAD/27:.. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır
ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”
ŞURA/13:.. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı
dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na
yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).
---"Men habbebe likaallahi e habbeballahi likai. Men kerihe likaâllahi
kerihallahi likâi."
"Kim Allah’a ulaşmaya muhabbet beslerse
(severek arzu ederse) Allah da onu kendisine ulaştırmaya muhabbet besler
(severek arzu eder). Kim de Allah’a ulaşmayı kerih görürse (Arzu
etmezse,böyle birşey yoktur,derse) Allah da onu kendisine ulaştırmayı
dilemez."
(Buhari.12/2043-Riyazussalihin:6/228)
ALLAH İLE OLAN”AHD’İMİZİN
GEREĞİ ALLAH’A KUL OLMAKTIR.”ÇÜNKÜ BAŞLANGIÇTA BÜTÜN İNSANLAR VE
CİN’LER,NEFS’LERİNDEKİ KÖTÜ AFETLER YÜZÜNDEN ŞEYTAN’A KUL’DURLAR.ALLAH’A
YÖNELEREK(O’na ulaşmayı dileyerek)ŞEYTAN’IN(Tagut’un)KUL’LUĞUNDAN KURTULUP
ALLAH’A KUL OLMAK MECBURİYETİNDEDİR.YOKSA DALALETTE KALIR VE CEHENNEMLİK OLUR.
YASİN/60,61: Ey Âdemoğulları! Ben,
sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o
(şeytan), size apaçık bir düşmandır.Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd
almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır. Ve andolsun ki
sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz? Size
vaadedilmiş olan cehennem (işte) budur.
ZÜMER/17: Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap
ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah'a yöneldiler
(Allah'a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı
müjdele!
ŞİMDİ…ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYALIM VE DÜŞÜNELİM.VE KARARIMIZI VERİRKEN DE
„ALLAH’UTEALAYA SARILALIM VE O’NDAN YARDIM
DİLEYELİM“
Çünkü nefs’imize etrafımızdaki Şeytanlar VESVESE
VERMEYE hazırdır.
KAF/16: Ve andolsun ki
insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne vesveseler vereceğini biliriz. Ve Biz,
ona şah damarından daha yakınız.
Bu “DİLEK”Nasıl yapılmalı ve bu
“DİLEĞİN GERÇEKLEŞTİĞİNİ”Kişi nasıl
anlayacaktır ?
“Sabah Akşam Yarabbi ben de DÜNYA VE AHİRET SAADETİNE ULAŞMAK istiyorum
mademki sana ulaşmak haktır.Ben de sana ulaşmayı dileyerek;Kurtuluşa eren Mü’min olmak,Takva
sahibi olmak,Senin Evliyan olmak,Kalubela günü sana verdiğimiz Ahd’imizi yerine getirmek
istiyorum.Bana bu imkanı sağla “diye dua edilir.Allah’uteala anında işitir.
ANKEBUT/5:Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı)
dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir
(ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi
bilendir.
Kişi
bu dileğin kabulünü nasıl anlar ?
1-O kişi o ana kadar tadmadığı bir mutluluğu tadmaya başlar.
2-O kişiye,İbadetler kolaylaştırılır,sevdirilir ve zevk aldırılır.
3-Kalbine Mürşid sevgisi konulur ve o kişi Mürşidini “Hacet namazı
kılarak”Allah’tan öğrenir.
4-O andan itibaren sadece “Allah sohbetlerinden” hoşlanır başka şeylere
kulak asmaz.
Allah hepinizden razı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
KATAGORİLER